Atina’da tanrı Apollon’a adanmış 1800 yıllık bir kehanet kuyusu keşfedildi. Delfi ve başka yerlerde antik Yunanlar’ın sıklıkla ziyaret ettiğ...
Atina’da tanrı Apollon’a adanmış 1800 yıllık bir kehanet kuyusu keşfedildi. Delfi ve başka yerlerde antik Yunanlar’ın sıklıkla ziyaret ettiği kehanet merkezlerinin varlığı bilinse de, kehanet törenlerinde kullanılan böylesi bir yapıya Atina’da ilk kez rastlandı.
Ortaya çıkarılan kuyu 1800 yıl öncesine tarihlendirilse de uzmanlar buradaki kutsal kehanet geleneğinin çok daha eskiye dayandığını belirtiyor. Araştırmacılar aynı zamanda 2500 yıllık tarihiyle vaktinde Atinalılara hizmet etmiş bir hamamın kalıntılarını da inceliyorlar.
Antik Yunanlar yalnızca uzak geleceğe ilişkin öngörüler için değil, aynı zamanda hastalık, yolculuk, gönül işleri gibi basit ve günlük meseleler için de rutin bir şekilde kâhinlerin rehberliğine ihtiyaç duyarlardı.
Atina’da, Akropolis’in kuzeybatısında bulunan Kerameikos bölgesi, şehrin giriş noktası olma özelliğini taşımakla birlikte bölgedeki keramik imalathaneleri sebebi ile çömlekçiler mahallesi olarak da adlandırılır. Tüm Kerameikos bölgesi, şehir boyunca doğu-batı doğrultusunda akan Eridanos Irmağı tarafından yıl boyunca sulanıyordu. Atinalılar da bazıları umumi kullanıma açık olmak üzere Eridanos Nehri’nin seyri boyunca çokça kuyu inşa etmişti.

Apollon’a adanmış olan kehanet kuyusu, 1800 yıl öncesine tarihlendirilse de daha erken zamanlardan beri kullanıldığı düşünülüyor.
19. yüzyıldan beri kazıların devam ettiği Kerameikos bölgesinde, 600 metrekarelik bir tapınak alanında yapılan çalışmalar sırasında mermer bir Omfalos taşı gün ışığına çıkarıldı.
Dünyanın merkezini temsil ettiğine inanılan bir konik taş olan Omfalos taşı’nın bulunduğu yerin, Zeus’un evrenin yaratılışını başlattığı yer olduğu düşünülürdü. Bilinen Omfalos taşları içerisinde en dikkate değer olanı Delfi’de konuşlandırılmış olandır. Efsaneye göre Zeus, dünyanın göbeğinde buluşmak üzere gökyüzüne iki kartal yollamış ve kartalların çarpışıp düştükleri yer ise Delfi olmuştur. Bir başka söylenceye göre ise Zeus, gökyüzünden yeryüzüne bir taş fırlatır ve taşın düştüğü yer yine Delfi olur. Kayıtlara göre Delfi Tapınağı’na yerleştirildiği söylenen Omfalos taşını bugün Delfi müzesinde görmek mümkün.
Atina’daki Omfalos taşı ise bir sunak ve bir idolün arasında, dikdörtgen bir alanın ortasında bulunuyor.

Duvarları kilden silindir ile örülmüş olan kuyunun içerisinde, hepsi aynı cümleyi tekrarlayan yirmi adet yazıt bulunuyor. “Gel bana, Ey Paean, Gerçek kehaneti de yanında getir”. Buradaki “Paean” ifadesi arınma ritüelleri ve kehanetler ile ilişkili olduğuna inanılan tanrı Apollon’u tanımlamak için kullanılan sıfatlardan biridir.
Demos Kerameon olarak bilinen Kerameikos Mahallesi, antik agorayı ve Platon’un Akademisine giden kenarları anıtlarla kaplı büyük bir caddeyi de içinde barındırır. Aynı zamanda önemli bir mezarlık yeri de olan bölge, şehrin dışına -her yıl Eleusis gizemlerinin kutlandığı Batı Attika’daki Eleusis kentine- uzanan yol boyunca sıralanmış mezar heykelleri ile de dikkat çekiyor.

Dr. Stroszeck bu geçiş alanlarında ilahi ve doğaüstü güçlerin varlığının yoğun olarak hissedilmesinin, bu bölgelerde kehanetlerin ve kült faaliyetlerinin yoğun olarak uygulanmasının sebebi olduğunu belirtti. Stroszeck, ayrıca kehanet kuyusunun sağ tarafında, Eleusis kültünde okunan bir duaya ait bir parçanın da ele geçirildiğini sözlerine ekledi.
YORUMLAR