Dünyanın en ilginç Kâhini Shipton Ana, 1488 yılında doğmuştur. Gerçek adı Ursula Southeil'dir. Annesi Agatha Southeil 18 yaşında Ursul...
Shipton Ana doğduğu anda normal bir çocuk görünümünden ziyade çirkin farklı bir çocuktu. Kafası vücuduna göre orantısız, burnu sivri ve gözleri şaşı idi. Çirkinliğinden dolayı hemen saklandı fakat bu gizlilik fazla uzun sürmedi. Daha sonra köyün ileri gelen din adamları tarafından bakımını üstlenmek için evlatlık verildi.
Yıllar geçtikçe Ursula kehanetleri ile tanınmaya başladı ve çevresindeki insanlar tarafından saygı görüyordu. İkili ilişkilerde, aşk evliliklerinde yaptığı kehanetler ile insanlar tarafından danışılan bir kâhin haline gelmişti.
Kehanetlerinden bazıları ise gerçekten dikkat çekici. Yakılarak öldürüleceğini şu kelimeleriyle anlatıyor; ‘‘Vücudum yanacak, yanıp kül olacak ve ruhum serbest kalacak.” Shipton başka bir kehanetinde ise yanardağlardan bahsediyor ve üç uyuyan dağın uyanacağını söylüyor. Şuan ise iki tanesi ise faaliyete geçmiş durumda. Gelmiş geçmiş en büyük kahinler arasında sayılan Shipton Ana'nın günümüzü işaret eden kehanetleri ise şöyle;
Denizlerin kanlandığı zaman, büyük sel felaketleri başlayacak.
Atsız arabalar gidecek. (otomobil)
Felaketlerden dünya çığlık içinde olacak.
Üç uyuyan dağ nefes alacak. (volkanik patlamalar)
Depremler şehirleri bir bir yutacak ve bunlar benim bilmediğim yerler.
İnsanlar denizin altında yürüyecek (denizaltı)
İnsan havada yürüyecekler (uçaklar vb.)
Fikirler tüm dünyadan duyulacak (telefon vs.)
Medceziri öğrenecekler.
İngiltere ateşler içinde yanacak.
Yeni bir kıta belirecek.(Amerika)
Demirler suda yüzecek hatta tahtadan daha kolay olacak.(gemiler)
Ülkeler şiddetli bir çekişme içine girecek.
Kuzey ve güney’e bölünecek.
Bir maymun bir eksik yılda ortaya çıkacak. Tüm kadınlar korku içinde olacak ve erkeklerle tartışacaklar. (AİDS)
İnsanlar susuzluktan ölecekler. Sonra okyanuslar yükselecek. Toprak kuruyup çatlayacak, sonra tekrar normale dönecek.
Shipton Ana, 1561 yılında İngiltere’de 73 yaşında hayatını kaybetmiştir. Ölümünün zamanını ve nasıl olacağını önceden bilmiştir, bu nedenle yaşamı boyunca engizisyondan hiç korkmadı. Öleceği günün sabahında yatağına yattı, uyudu ve bir daha uyanmadı.
YORUMLAR