B Harfi – Deyimler ve Anlamları 4

Boca etmek (bir şeyi) : Onu birdenbire ters çevirip içindekileri boşaltmak. Boğaz boğaza gelmek : Kavga etmek; gırtlak gırtlağa gelmek....


Boca etmek (bir şeyi) : Onu birdenbire ters çevirip içindekileri boşaltmak.

Boğaz boğaza gelmek : Kavga etmek; gırtlak gırtlağa gelmek.

Boğazı kurumak :,Çok konuştuğu için su içmek gereksinmesini duymak; damağı kurumak.

Boğazına basmak : Birini bir işi yapması için zorlamak; gırtlağına basmak.

Boğazına dizilmek (boğazından geçmemek) : İştahsızlık vb. nedenlerle yemeğin tadına varamamak.

Boğazına düğümlenmek ; Heyecan, korku, vb. yüzünden söyleyeceklerini söylememek.

Boğazına düşkün : Yemeği ve içmeyi çok seven (kimse); gırtlağına düşkün.

Boğazına kadar borca girmek: Çok borçlanmak ; gırtlağına kadar borca girmek.

Boğazına sarılmak : Kavgaya girişmek, peşini bırakmamak; gırtlağına sarılmak.

Boğazından kesmek: Para arttırmak için yiyeceğinden kısıntı yapmak; gırtlağından kesmek.

Boğaz kavgası: Geçimini sağlamak için uğraşma.

Boğaz tokluğuna (çalışmak) : Sadece karnını doyurma karşılığında (çalışmak).

Boğuntuya gelmek : Aldatılmak, kandırılmak

Boğuntuya getirmek : Şaşırtma yoluyla birisine yüksek fiyatla mal satmak ya da düşünmesine fırsat vermeden bir şeyi kabul ettirmek.

Bohçasını koltuğuna vermek : Kovmak, defetmek, işine son vermek.

Bol keseden: Ölçüsüz olarak.

Bol keseden atmak : Yerine getirilmesi güç vaatler bulunmak.

Bombardıman etmek (birini) : Bir kimseye ağır sözler söylemek.

Borca batmak: Borcu çok olmak. Borca girmek, borçlanmak.

Borç bilmek (bir şeyi): Bir şeyi yapmayı, kendisi için zorunlu bir görev olarak kabul etmek.

Borç bini aşmak (borç gırtlağa çıkmak): Borç, ödemesi güç bir duruma gelmek.

Borç harç : Borçlanarak, borca girerek.

Borçsuz harçsız : Hiç borca girmeden.

Boru mu (bu)? (boru değil) : “Küçümsenecek, önem verilmeyecek şey değil.” anlamında.

Borusunu çalmak (birinin): Çıkar sağlanan kimsenin hoşuna gidecek, düşüncelerine uygun düşecek davranışlarda bulunmak.

Borusu ötmek: Nüfuzu olmak, sözü dinlenmek, sözü geçmek.

Bostan korkuluğu : Görevini yapmayan, etrafına sözünü geçiremeyen kimse.

Boşa çıkmak : Gerçekleşememek, sonuç vermemek; boş çıkmak.

Boşa gitmek: Hiçbir işe yaramadan yok olmak; havaya gitmek.

Boşa koysam dolmaz, doluya koysam almaz: ‘Hiç bir çözüm yolu bulamıyorum.” anlamında.

Boş atıp dolu tutmak (vurmak): 1. Umutsuz gibi görünen bir işten olumlu sonuç almak. 2. Doğruluğuna inanmadan söylenilen sözün doğru çıkması.

Boş bulunmak : Dikkatsiz ve dalgın bir durumda bulunmak.

Boş çıkmak : (Umut edilen şey) Gerçekleşememek; boşa çıkmak.

Boş gezenin boş kalfası: İşsiz güçsüz dolaşan kimse için kullanılır.

Boşta kalmak (boşta gezmek); İşsiz güçsüz kalmak.

Boşu boşuna : Hiç gereği yokken, hiçbir kazanç sağlamadan; boş yere.

Boş vermek (bir şeye, birine) : Ona önem vermemek, aldırmamak.

Boş yere : Boşuna, gereksiz yere; boşu boşuna.

Boyacı küpü değil ki (hemen daldırıp çıkarasın) : “Bu iş o kadar kolay ve çabuk yapılamaz, belli bir emek ve zamana ihtiyacı vardır.” anlamında.
Boy atmak (boya çekmek): (Çocuk, için) Boyu uzamak, boylanmak.

Boy göstermek : Gösteriş olsun diye ortalıkta görünmek.

Boy bos (pos) : İnsanın boy açısından görünümü.

Boylu boslu (poslu): Boyu uzun, gösterişti; yakışıklı (kimse).

Boylu boyunca : Bütün boyu ile, boyu uzunluğunca.

Boynu bükük : 1. Acınacak, zavallı kimse İçin söylenir. 2. Acınacak, yardım bekler bir durumda.

Boynu eğri: Bir kimsenin İstediğini yerine getirmek durumunda olan, bu isteği borç bilen.

Boynu kopsun (boynu altında kalsın) : “Ölsün, gebersin” anlamında beddua.

Boynum kıldan ince : “Haksız olduğum anlaşılırsa, verilecek her ceza ya boyun eğeceğim.” anlamında.

Boynunun borcu : Bir kişinin yapmak zorunda olduğu iş.

Boynuz isterken kulaktan olmak : Daha iyi bir şey elde etmek isterken elindekini de yitirmek.

Boynuz takmak (dikmek) (birine) : Kadın başka bir erkekle ilişki kura rak kocasını aldatmak.

Boy Ölçüşmek (biriyle) (bir şeyle) : Yeterliğini,, üstünlüğünü göstermek için onunla yarışmak.

Boyu boyuna, huyu huyuna uymak : Birbiriyle denk, uyumlu olmak.

Boyu (boyu boşu) devrilsin : “Ölsün.” anlamında beddua.

Boyundan büyük işlere karışmak: Başaramayacağı işlere kalkışmak.

Boyunduruk aftına girmek: Başkasının (başka bir devletin) baskı ve buyruğu altında yaşamak.

Boyun eğmek: Güçlü birinin isteğini zorla ya da istemeyerek kabul etmek.

Boyunun ölçüsünü olmak : Giriştiği bir işte başarısızlığa uğrayıp beceriksizliğini ya da yetersizliğini anlamak.

Boy vermek: 1. (İnsan İçin) Suyun derinliğini boyu ile ölçmek. 2. (Bitki için) Gelişmek, uzamak.

Bozguna uğramak (bozgun vermek, bozgun yemek) : Bir karşılaşmada, savaşta yenilip perişan bir duruma düşmek.

Bozuk çalmak: Sinirli, canı sıkkın olduğunu davranışlarıyla göstermek.

Bozuk para gibi harcamak (birini): Bir kimsenin değerini sıfıra indirmek, onu başkalarının yanında küçük düşürmek.

Bozum olmak : Utanacak duruma düşmek

Bozuntuya vermemek : Olup bitenleri anlamamış, görmemiş, söylenenleri duymamış gibi davranmak, durumu İdare etmek.

Böylesine can kurban : “Benzerlerine oranla daha iyi, daha güzel olanlar için her türlü fedakârlığa katlanır.” anlamında.

Bu abdestle çok namaz kılınır: “Küçümsenen bu tutumla, inanışla ya da araçla işler daha çok yürütülür.” anlamında.

Bucak bucak aramak (birini) : Onu her yerde aramak.

Bucak bucak kaçmak (saklanmak) (birinden, bir şeyden): Onunla karşılaşmaktan sakınmak.

Bu gidişle : Bu biçimle, bu tempoyla.

Bu gözle : Bu anlayışla.

Bugünden tezi yok : Hemen şimdi, ilk fırsatta.

Bugüne bugün : Bugünkü ölçülere, değerlendirmelere göre.

Bugünlük yarınlık : Pek yakında olması beklenen şeyler için kullanılır.

Bugün yarın : Bir iki gün İçinde.

Bulanık suda balık avlamak: Karışık bir durumdan yararlanıp çıkar sağlamaya bakmak.

Bulantı vermek (bir şey birine) : O şey onu kusacak duruma getirmek, midesini bulandırmak.

Buldukça bunamak: Bulduğuna şükretmemek, daha çoğunu İstemek.

Buldumcuk olmak: Eline geçen bir şeyden ötürü fazlaca sevinmek.

Bulunmaz Hint (Bursa) kumaşı mı? : ‘Az bulunur, çok değerli bir şey ya da kimse değil ya!” anlamında alay yollu söylenir.

Bulup buluşturmak: Ne yapıp yapıp bulmak, büyük bir çaba sonucu sağlamak.

Bulut gibi: 1. (Sinek vb için) Yoğun. 2. Aşırı ölçüde (sarhoş).

Buluttan nem kapmak : En küçük bir, şeyden bile alınmak, çok alıngan olmak.

Bundan böyle : Bundan sonra.

Bundan iyisi can sağlığı: “Bundan daha iyisi olamaz.” anlamında.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu : “Sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor.” anlamında.

Bununla birlikte (beraber): 1. Buna bağlı olarak. 2. Şu da var ki, ayrıca.

Burnu bile kanamamak : Büyük bir kazayı herhangi bir yara bere almadan atlatmak.

Burnu büyümek : Kendini büyük biri olarak görmeye başlamak; başkalarını beğenmemek.

Burnu havada (burnu büyük, burnu Kaf dağında): Kibirli, herkese yukarıdan bakan kimse için söylenir.

Burnundan (fitil fitil) gelmek : Elde ettiği güzel bir şey, sonradan olan tatsızlıklar nedeniyle kendisine zehir olmak; ağzından burnundan gelmek.

Burnundan getirmek: Birini bir şeyi yaptığına yapacağına pişman etmek; ağzından burnundan getirmek.

Burnundan kıl aldırmamak: Kendisine hiçbir söz söyletmemek, huysuz ve gururlu olmak, eleştiriye tahammülü olmamak.

Burnundan solumak : Çok öfkelenmek, sinirlenmek.

Burnunda tütmek (bir şey, yer, kimse) : Onu çok özlemek, istemek, aramak; gözünde tütmek.

Burnunu kırmak : Kibirli bir kimseyi güç duruma sokup, artık büyüklenemez duruma getirmek.

Burnunun dikine (doğrusuna) gitmek : Başkalarının öğütlerine kulak asmayıp kendi bildiği gibi davranmak.

Burnunun direği kırılmak : Pis koku yüzünden rahatsız olmak

Burnunun direği sızlamak: Çok üzülmek.

Burnunun ucunu görmemek : Sarhoşluk, dalgınlık nedeniyle basacağı yeri görememek.

Burnunu sokmak (bir şeye) : Kendisini ilgilendirmeyen işe karışmak.

Burnu sürtülmek : Zorunlu, yorucu olaylar yaşamak, zorunluklan öğrenmek bunlardan ders almak.

Burnu yere düşse almaz: Kendini beğenmiş, kibirli kimse için söylenir.

Burun buruna gelmek (biriyle, bir şeyle) : Onunla beklenmedik bir anda karşılaşmak

Burun kıvırmak (bir şeye): Onu beğenmemek, küçümsemek.

Bu yakınlarda : Oldukça yakın bir zamanda, bir yerde.

Buyur etmek (birini) : Konuğu “buyurun” diyerek içeri almak ya da sofraya çağırmak.

Buyurun cenaze namazına : “Bir terslik oldu, artık yapılacak bir şey yok.” anlamında.

Buzdolabına koymak (bir şeyi): Bir sorunun çözümünü ileriki bir tarihe bırakmak. (Kars. Askıya almak.)

Buz kesilmek : Üzücü bir olay karşısında donup kalmak.

Buz kesmek: 1. Çok üşümek. 2. Hava çok soğumak.

Buz üstüne yazı yazmak : Süresi ve etkisi pek az olan bir iş yapmak, sözleri etkisiz kalmak.

Bülbül gibi konuşmak (okumak) : Kolaylıkla konuşmak (okumak).

Bülbül gibi söylemek (bir şeyi): Hiçbir şeyi saklamadan, her şeyi söylemek.

Bütün bütüne : Büsbütün, tamamıyla, tamamen.

Büyük abdest : İnsan dışkısı, kaka.

Büyük abdesti gelmek : Kaka (dışkı) yapmak gereksinmesi duymak.

Büyük görmek (birini, kendini) : Birini ya da kendini yüceltmek, olduğundan üstün tutmak.

Büyük oynamak : 1. Büyük para ile kumar oynamak. 2. Bir işe risklerini, zararlarını göze alarak girişmek.

Büyük (laf, söz) söylemek : Yapıp yapamayacağı belli olmayan bir iş konusunda kesin konuşarak övünmek.

Büyümüş de küçülmüş : Konuşmaları, davranışları büyüklere benzeyen çocuk için söylenir.

YORUMLAR

Bize kripto varlık yoluyla destek olmak isterseniz, adreslerimiz aşağıda listelenmiştir.

-Bitcoin(BTC)- 39YhAA5JRjgZkwQfsQhH1RoY8f8ryQzC38

-Ethereum(ETH)- 0xc77e4df86b438a6f147b007bc15856a53cd6a21d

- Doge(DOGE)- D9P3ixNu419rXmhzbbvBiwqnCATj2ok7LC

-Ripple(XRP)- rHWcuuZoFvDS6gNbmHSdpb7u1hZzxvCoMt (Tag: 818975 )
Ad

Astrolojik Bilgiler,23,Atasözleri Sözlüğü,42,Batıl İnançlar,12,Botanik Bahçe,40,Buluşlar,15,Cennet Vatan,51,Deyimler Sözlüğü,44,Dini Bilgiler,51,Dünyadaki İlkler,27,Dünyadan Sırlar,23,Dünyanın Enleri,49,Enteresan Olaylar,26,Fallar Tarotlar,10,Farklı Canlılar,67,Faydalı Bilgiler,66,Foto Galeri,44,Gezilecek Yerler,29,Hiç Bilmediklerimiz,46,İcatlar Mucitler,32,İlginç Bilgiler,74,İsim Sözlüğü,26,Kainatın Gizemleri,10,Kehanetler,8,Kimdir,46,Kültür Mirasları,10,Müzik Aletleri,12,Neden,25,Nedir,67,Otomobil Dünyası,8,Pratik Bilgiler,9,Rekorlar,11,Rüya Tabirleri,29,Sağlıklı Yaşam,65,Sırlar Gizemler,22,Sözler Mesajlar,12,Sözlükler,7,Şifalı Bitkiler,77,Şifalı Taşlar,37,Tarihi Bilgiler,63,Taşıtlar Alemi,21,Tekne Karavan,125,Yanlış Bildiklerimiz,15,Zeka Soruları,14,Ziyaretçiler,17,
ltr
item
Bunu Biliyor muydunuz ?: B Harfi – Deyimler ve Anlamları 4
B Harfi – Deyimler ve Anlamları 4
https://1.bp.blogspot.com/-HoJDrCAQ4DU/WYaeacwHx6I/AAAAAAAAFL0/V_Q5BEon56UN2J9EnT8tH065RcjK0dG6wCPcBGAYYCw/s320/deyimler%2Bs%25C3%25B6zl%25C3%25BC%25C4%259F%25C3%25BC.jpg
https://1.bp.blogspot.com/-HoJDrCAQ4DU/WYaeacwHx6I/AAAAAAAAFL0/V_Q5BEon56UN2J9EnT8tH065RcjK0dG6wCPcBGAYYCw/s72-c/deyimler%2Bs%25C3%25B6zl%25C3%25BC%25C4%259F%25C3%25BC.jpg
Bunu Biliyor muydunuz ?
https://www.bunubiliyormuydunuz.com/2016/11/b-harfi-deyimler-ve-anlamlar-4.html
https://www.bunubiliyormuydunuz.com/
https://www.bunubiliyormuydunuz.com/
https://www.bunubiliyormuydunuz.com/2016/11/b-harfi-deyimler-ve-anlamlar-4.html
true
8184004074410021001
UTF-8
Yüklenen Tüm Sayfalar Hiçbir şey bulunamadı TÜMÜNÜ GÖR Devamını Oku Cevap Cevabı iptal et Sil By Ana Sayfa Sayfalar Yayınlar Tümünü Gör SİZİN İÇİN ÖNERİLER Başlık ARŞİV ARA TÜM YAYINLAR bunubiliyormuydunuz içinde arama sonucunuz bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Şimdi 1 dkönce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ saat önce Dün $$1$$ gün önce $$1$$ hafta önce 5 haftadam daha önce İzleyiciler Takip et Bu Premium İçerik Kilitli Açmak için adım 1: Sosyal bir ağda paylaşın Açmak için adım 2: Sosyal ağınızdaki bağlantıya tıklayın Tüm Kodu Kopyala Tüm Kodu Seç Tüm Kodlar Panoya Kopyalandı Kodları / metinleri kopyalayamıyorsanız, lütfen kopyalamak için [CTRL] + [C] (veya CMD + C tuşlarına) basın