
İnternette dolaşan "Gereksiz Bilgiler" listelerinin en başında hep o maddeyi görürsünüz: "Su aygırlarının sütü pembedir."
Çoğu kişi bunun bir şaka veya fotomontaj olduğunu düşünür. Çünkü doğadaki tüm memelilerin (inek, keçi, insan, balina) sütü beyazdır. Peki, nasıl oluyor da bu devasa hayvanlar "çilekli süt" üretebiliyor? Cevap, onların derisinde saklı olan mucizevi bir kimyada yatıyor.
Aslında Sütleri Beyazdır! (Ama...)
Öncelikle biyolojik gerçeği düzeltelim: Su aygırının memesinden çıkan süt, tıpkı diğer memelilerde olduğu gibi aslında beyaz renklidir. Ancak biz onu dışarıda gördüğümüzde pembe görürüz.
Peki, beyaz süt nasıl pembeye dönüşüyor?
Doğal Güneş Kremi: "Kan Teri"
Su aygırlarının derisinde kıl veya tüy yoktur. Afrika'nın kavurucu güneşi altında o hassas derilerinin yanmaması için vücutları özel bir sıvı salgılar. Bu sıvıya halk arasında "Kan Teri" (Blood Sweat) denir çünkü rengi kırmızımsıdır.
Ancak bu kan değildir. Bu sıvının içinde iki özel asit bulunur:
Hipposudoric Asit (Kırmızı Renkli): Güneş ışınlarını engeller.
Norhipposudoric Asit (Turuncu Renkli): Bakterileri öldürür (Antibiyotik etkisi).
Karışımın Sonucu: Çilekli Süt Rengi
İşte sihir burada gerçekleşir. Yavru su aygırı annesini emmek istediğinde, annenin derisindeki bu kırmızımsı asitler, bembeyaz olan süte karışır.
Beyaz (Süt) + Kırmızı (Deri Salgısı) = PEMBE!
Yani o meşhur "pembe süt", aslında sütün kendisi değil, annenin koruyucu kremiyle karışmış halidir. Bu karışım yavru için harikadır çünkü hem karnını doyurur hem de bakterilere karşı bağışıklık kazanmasını sağlar.
Eğer bir gün Afrika safarisinde pembe süt içen bir yavru su aygırı görürseniz şaşırmayın. Doğa, o yavruyu hem beslemek hem de güneşten ve mikroplardan korumak için ona dünyanın en sağlıklı "milkshake"ini hazırlıyor demektir.


